SAĞIR DİLSİZLERDE AHLAKİ REDAET
VE RÜŞT YAŞI
Aşıcıoğlu F, Okudan M, Tüzün B,
Aşırdizer M.
Türk Otolarengoloji ve KBB İhtisas Dergisi, 1996; 34(3): 228-31.
ÖZET
Türk Ceza Yasası'nda sağır dilsizliğin anlama ve isteme yeteneğine olan etkisi ayrıca
düzenlenmiş, oysa mağdur konumundaki sağır dilsizlere özel bir düzenleme getirilmemiştir. Türk
Medeni Yasası'nda da sağır dilsizlere özgü herhangi bir madde bulunmamaktadır.
Çalışmamızda Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'nda 1985-1994 yılları arasında
muayene edilen sağır dilsiz olgular demografik özellikleri açısından incelenmiş ve ilgili literatür
ışığında sağır dilsizlik ve ahlaki redaet’i idrak yaşı ve Rüşd yaşı
arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.
7 ile 69 yaş arasındaki olgularımızın % 33,72'si kadındır. Olguların % 60,46'sı
sanık, % 3139'u mağdur konumunda iken % 8,13'ünün hukuki ehliyetine haiz olup olmadığı sorulmuştur.
Ahlaki redaet’i müdrik olmayan olguların birisi Şizofreni iken, diğerleri ise çeşitli derecelerde
oligofrendir. Ahlaka tecavüz olayının kötülüğünü idrak edip olaya ruhsal yönden mukavemete muktedir olabilme
hali ancak olgunlaşmış bir kişilik organizasyonu ile mümkün olduğuna göre tüm duygusal uyaranlara
kapalı, kişilik ve emosyonel gelişim geriliği, idrak kusuru, abstre düşünce eksikliği gösteren
sağır dilsiz bir çocuğun bu derece mükemmel bir ruhi olgunluğa akranı olan, normal çocuklara göre
daha geç erişeceği yadsınamaz bir gerçektir.
Rüşd yaşının 18 yaşın bitimi olarak belirtilmiş olması işlem ehliyeti
için gereken olgunluk ve asgari deneyimin ancak bu yaşlarda kazanılabilmesi sebebiyledir. Oysa sağır dilsizlerin
en büyük eksikliği duyma ile elde edecekleri iletişimin aksamasından kaynaklanan deneyim güçlüğüdür.
Sağır dilsizlerde rüşd yaşının 21 olması bu eksikliği giderebilecektir.
Anahtar kelimeler:sağır dilsiz, ahlaki redaet, rüşt yaşı, yasalar.